17 Ekim 2018'de hayata gözlerini kapatan Bahaettin Karakoç vefatının dördüncü yılında, 18 Ekim 2019'da yaşama veda eden Nuri Pakdil ise vefatının üçüncü yılında memleketleri Kahramanmaraş'ta anılıyor.
Şair bir ailenin üç çocuğundan biri olan Bahaettin Karakoç'un oğlu Oğuz Karakoç, AA muhabirine, babasının yaşamı boyunca ailesine ve yakınlarına karşı çok ilgili olduğunu, çiçeklere, bitkilere ve hayvanlara büyük sevgi duyduğunu söyledi.
Babasının kıskançlık bilmediğini aktaran Karakoç, "Kimde edebiyatla, şiirle ilgili bir damar görse, onu mutlaka evimize davet eder ve evimizde gençler hiç eksik olmazdı. Kahramanmaraş'ta üniversite açıldıktan sonra her hafta mutlaka evimizde çok sayıda genci misafir eder onlara şiir hakkında bilgiler verir, onların şiirlerini inceler, yapılması gereken konu neyse onlara gösterirdi." diye konuştu.
Karakoç, 5'i erkek 9 kardeş olduklarını ve babasından kendisi dahil hiçbir kardeşinin azar bile işitmediğini ifade etti.
"Allah'ım ben iyi bir şair olacağım"
Her çocuk gibi kendilerinin de yaramazlıklar yaptığını ancak babasının bu durumda bile kendilerine kızmadığını anlatan Karakoç, şöyle konuştu:
"Annem kızar, sinirlenir, 'Bahattin şu çocuklara biraz kız' derdi. Babam kızmış olurdu ama arkasından jest ve mimikleriyle gülücükleriyle biz anlardık ki zaten babam bize kızmıyor. Herkese karşı olumlu bir duyguya sahipti ve hep bardağın dolu tarafını görür. Şefkatle onlara yaklaşır ve onların iyi ahlaklı, iyi bir insan olarak yetişmesi için elinden gelen hiçbir şeyi esirgemezdi. Edebiyata küçük yaşlarda başladığı için Allah'a vermiş olduğu bir söz var. 'Allah'ım ben iyi bir şair olacağım. Zaman içerisinde herkes beni tanıyacak ama her yaptığım işi de senin için yapacağım, Allah için yapacağım' demişti. Babam ölümünün son gününe kadar Allah için çalıştı ve ölümünden birkaç saat öncesine yoğun bakımda olmasına rağmen hala yeni kitaplar çıkarma peşindeydi."
Yaşamı boyunca babasının kendisi ve kardeşlerine "yazın, çizin, okuyun" tavsiyesinde bulunduğunu dolayısıyla çok kitap okuduğunu dile getiren Karakoç, bir dönem hobi olarak şiir ve makaleler yazdığını, hatta babasının "oğlum gayet güzel gidiyorsun, devam et" dediğini ancak iş yoğunluğu nedeniyle devam ettiremediğini aktardı.
Karakoç, babası ve amcası merhum Abdürrahim Karakoç'un isimlerinin okul, köprü, tünel gibi şehirdeki birçok yerde yaşatıldığını ve bu durumun tüm aileyi onurlandırdığını sözlerine ekledi.
İlk şiiri henüz 12 yaşındayken 1942'de Yurt gazetesinde yayımlanan ve "Beyaz Kartal", "Türk Şiirinin Dede Korkut'u" ve "Türk Şiirinin Türkmen Dervişi" gibi unvanlar verilen Bahaettin Karakoç, 17 Ekim 2018'e kadar "Mevsimler ve Ötesi", "Seyran", "Zaman Bir Beyaz Türküdür", "Sevgi Turnaları", "Ay Şafağı Çok Çiçek", "Kar Sesi", "İlkyazda", "Bir Çift Beyaz Kartal", "Menzil", "Uzaklara Türkü", "Güneşe Uçmak İstiyorum", "Şiir Burcunda Çocuk", "Beyaz Dilekçe", "Güneşten Öte", "Dolunay Şiir Güldestesi", "Leyl-ü Nehar Aşk", "Aşk Mektupları", "Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman", "Ay Işığında Serenatlar", "Sürgün Vezirin Aşk Neşideleri", "Ben Senin Yusuf’un Olmuşum", "Gündemde Yine Aşk Var", "Seyran", "Sabah Esintileri" ve "Kar Sesi" gibi eserlere imza attı.
"Onların sohbetine doymazdım"
Nuri Pakdil'in kuzeni Mehmet Pakdil ise "Edebiyat dünyasının dervişi" olarak hafızalara kazınan Pakdil ile aynı soyadı taşımanın ve akraba olmanın gururunu yaşadığını söyledi.
Gençliğinden bu yana kendisine rol model olan Pakdil'in düşüncelerini hayatında her zaman uygulamaya çalıştığını ifade eden Mehmet Pakdil, şunları kaydetti:
"Nuri Pakdil Kahramanmaraş'a geldiği zaman bizde kalırdı. Özellikle yazın bize gelir ve havuz başında otururduk. Yedi Güzel Adam'ı bizim evin bahçesindeki havuzun başında toplardık. Ben çok genç olmama rağmen babam 'oğlum git yat' diye ısrar ederdi ama ben onların sohbetine doymazdım. Yedi Güzel Adam'ın sohbetini gece saat iki, üçlere kadar hayran hayran dinlerdim. Nuri Pakdil ile akraba olmak müthiş bir şans. Her yerde övgü ve rahmetle anılması bizi onurlandırıyor. Göz kırpma tiki vardı babam 'kim geldi' diye sorduğu zaman gözlerimi kırpardım o anlardı. Ben Nuri abinin adını nerede görürsem göreyim çocukluğuma gidiyorum ve çok duygulanıyorum. Çok önem verdiğimiz bir büyüğümüzdü isminin köprülerde, tünellerde, kütüphanelerde, okullarda yaşatılması çok gurur verici bir şey."
Kuzeni Mehmet Abama da Pakdil'in babası Emin Hoca ve birçok aile büyüğünün kendi dönemlerinde kanaat önderi olduğunu belirterek, şairin din, dil, toplum gibi çalışmalarındaki Kudüs, Mekke ve Cezayir gibi vurgularının derin anlamlar taşıdığını söyledi.
Pakdil'in akrabası olmanın gurur verici bir o kadar da sorumluluk yükleyen bir yönü olduğuna işaret eden Abama, fizik olarak ona çok benzetildiğini ve kendisini ilk görenlerin bile zaman zaman akrabalık derecesini sorduğunu ifade etti.
Nuri Pakdil ile Kahramanmaraş'ın edebiyat atmosferinin zenginliğinin daha da arttığını dile getiren Abama, isminin kültür ve sanat merkezleri gibi eserlere verilmesinin geçmiş ve gelecek kuşaklar arasında köprü vazifesi olacağına inandığını belirtti.
Arkadaşlarından Edebiyat dergisi şairlerinden Ömer Erinç de Pakdil'in bıraktığı eserlerin çok önemli olduğuna işaret ederek, "Türkiye insanı için Nuri Pakdil'in bıraktığı ses önemli bir sestir. Hatta İslam coğrafyası için bu ses önemli bir sestir. O seste özür dileyici bir durum yoktur. Kendinden emin, umutlu, uzun yürüyüşte olduğunun bilincinde olan, yürümeyi bir tavır dili halinde ortaya koyan bir uzun yürüyüşçüdür Nuri Pakdil." diye konuştu.
Nuri Pakdil'in hayatı boyunca kaleme aldığı 42 eserden bazıları şöyle:
"Umut (oyun)-1974", "Harikalar Tablosu (çeviri)-1974", "Ay Operası (çeviri)- 1975", "Bağlanma (deneme)- 1979", "Put Yapımevleri (oyun) -1980", "Bir Yazarın Notları-I (deneme)- 1980", "Bir Yazarın Notları-II (deneme)- 1981", "Edebiyat Kulesi (deneme)- 1984", "Derviş Hüneri (deneme)- 1997", "Arap Saati (deneme)- 1997", "Klas Duruş (deneme)- 1997", "Osmanlı Simitçiler Kasidesi (şiir)- 1999", "Bakır Dönemi (oyun) 2014"
Pakdil ve Karakoç'un memleketindeki gurur
İsimleri, Kahramanmaraş'ta mahalle, cadde, bulvar, sokak, çeşme, kütüphane, konferans salonları ve okullarda yaşatılıyor.
Kahramanmaraş Yedi Güzel Adam Müzesi'nde özel çizilmiş resimleri ve eserleri sergilenen şairler, hafızalardaki yerini koruyor.