Bu iki duygu bir yandan çok sert sıkıntıları, huzursuzlukları, diğer yandan güzel bir gelecek beklentisini içinde çoğaltıyor.
Yani endişe ve umut yan yana! İşsiz ve aç kalmak, kaliteli bir evde barınamamak,kışın soğukta doğalgazsız-elektriksiz yaşamak, çocuklarını okutamamak, hastalandığında bakımsız, emekliliğinde daha da yoksul bırakılmak korkusu, insanları endişelendirmiş vaziyette!
Her gün zamlanan yaşantı, kaybolan hayaller, kısıtlanan haklar, liyakatsiz bazı yöneticiler yüzünden aksayan işler, devletin işleyişindeki yasal sorunları içeren düzenin değişmesi gerekiyor.
Bu durumda mevcut iktidar yâda gelecek olan iktidarın yeni siyasal ve sosyal çaba göstermesi çok önemli!
Tabi ki ülkeyi yönetenlerin daha fazla ve yeterli işlevi olmalı.2023 de, iktidara kim gelirse gelsin toplumun önüne yeni vizyon koymalı, böyle bir anlayış, yurttaşların her alanda rahatlamasını sağlayacaktır.
Yani bugünün belirsizliği, gelecek kaygısını taşıtmamalı insanlarımıza bir an önce yerini kaygı değil umut almış olmalı!
Diğer yandan “yapılacak ilk seçimde bugünkü iktidar değişecek mi, değişmeyecek mi” “Yeni bir siyasal iktidar mı gelecek” düşüncesi toplumu tam olarak kavramış değil!
Toplumun bir kesimi için İktidarın değişimi, yeniden demokrasiye dönüşü sağlayacak, tarafsız ve bağımsız yargı olarak öncelikle “masumiyet karinesi” ilkesini uygulayacak, emeğin verilmesini sağlayacak, bütün bunların düşüncesi, yurttaşları heyecanlandırıyor!
Şeffaf ve demokratik yönetim, muhalefetiyle ülkenin kültürel gelişmesini, demokratik değişimini ve ekonomik kalkınmasını sağlayacak bir temel oluşturacağı inancı, var.
Bir bölümünde ise, Mevcut iktidarın değişmesini istemiyor ve Türk toplumunu içeride, dışarıda çok iyi temsil edildiğini düşünüyor, küresel ekonomik sıkıntıların aşılacağına inanıyor.
Her iki görüşün ise, 2023 yaklaşırken umut pırıltısı insanı daha dirençli yapıyor.