Uyuşturucu konusu bugünlerde çokça tartışılıyor.

Tartışılmalı da… Uyuşturucu sadece insanı değil bir toplumu ve ülkeyi de yok edecek tehlikelerden biridir.

Yer Türkiye! Yolcu otobüsünde cinsel ilişkiye girdiler! Yer Türkiye! Yolcu otobüsünde cinsel ilişkiye girdiler!

Bugünkü konuya gelirsek…

Hatırlarsanız daha önce Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Hastanesi'nde kullanım tarihleri geçtiği halde üzerine yeni tarihli etiket yapıştırılarak kullanılan ilaçlar olduğunu yazmış ve fotoğraflarını paylaşmıştım.

Fotoğraflarda Son kullanma tarihi 2013, 2018 olan ilaçların üzerine etiket yapıştırıp son kullanma tarihinin 2020 yapıldığı açıkça görülüyordu.

Sorular sordum.

Bu ilaçlar ihale ile mi alındı?

Alındıysa ne kadara kimden temin edildi?

İhale ile alındı ise firma eski tarihli ürünü nasıl veriyor?

Söz konusu ilaçlar da kas veya damar içine uygulanan enjeksiyonlu çözelti. Etkin maddesi de feniraminmaleat. Yani alerji ilacı. Son kullanma tarihi geçtikten sonra hastalara uygulandığı, nasıl bir etki yapacağını düşünmeden baskıyla kullandırılması akıl alır gibi değil demiştim.

Bu yazım gündem olmuştu ve üniversite açıklama yapmıştı. Üniversite hastanesi de konu ile ilgili bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada yazımı doğrulamalarına rağmen metnin ilk satırında klasik yalanlama yolunu seçmişlerdi.

Uzun uzun buraya açıklamayı koymayacağım.

Çünkü yeni bir durum var.

Açıklamaya göre Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, "ilaç üzerindeki seri numarası ile ilacın üzerine sonradan yapıştırılan etiketteki seri numarası tutuyorsa kullanın" demiş…

Yani Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu eski tüplerin kullanımına izin vermiş sonucu ortaya çıkıyor. Daha doğrusu üniversite topu üzerinden atıyor.

Şimdi bunları neden anlattım o kısma gelelim.

Geçen Eylül ayında 15 ilde 17 üniversite rektörünün ataması yapıldı. O üniversitelerden birisi de Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Rektörü. Atama kararları sonrası KSÜ Rektörü Prof. Dr. Niyazi Can görevden alınarak yerine Prof. Dr. Alptekin Yasım atandı.

Yeni skandal ise şöyle başladı…

Yeni rektör gelince ilaç deposunda çalışan bir görevli tarafından kayıp ilaçların olduğu yeni yönetime ihbar edildi ve hastane eczanesinin sayımı istenildi. Görevli ihbar dilekçesinde sadece kayıp ilaçlardan değil birçok olaydan bahsetti.

Bahse konu ihbar dilekçesi eski yönetime sunulmasına rağmen herhangi bir işlem yapılmamış ve ihbarı yapan kişinin baskıya uğramasına neden olmuş.

Üstelik kayıp ilaçlar, narkotik etkisi olan ilaçlar.

Yani uyuşturucu.

Anlatayım…

Eczane deposunun yetkilisi olması gereken zaman dilimlerinde görev yerinde bulunmuyor.

Bulunmadığı zaman diliminde kendi şifresi ile kayıtların yapılmasını istiyor. Miadı dolan ilaçlar 3 ay kala firmaya bildirilmesi gerekirken bildirim yapılmıyor ve ilaçların süreleri geçiyor. Dolayısıyla ilaç firmaları iadeleri almıyor ve ilaçlar iddiaya göre imha ediliyor.

İhbar eden kişi 2 kamyon ilaç ve serumun gözleri önünde imha edildiğini bildiriyor.

İmha edildiği iddiası önemli buraya geleceğim.

İlaç firmaları ile anlaşılıp ürün tesliminden önce fatura sisteme giriş yapılıyor. Sonra bu ilaçlar miada gönderilmiş gibi çıkış yapılıyor. Oysaki başka kişilere satılıyor.

İtiraz eden personel görevinden alınıp başka birimlere gönderiliyor.

Eczane deposunda tek kişi çalışmaya başlamış ve müdürüne yetiştiremediğini, düzenleyemediğini faturaların aylardır biriktiğini belirtmesine rağmen bir işlem yapılmamış.

Girişi yapılmayan faturalar stoğu olmayan 200-300 adet ilaçlara ait faturalar.

Bakın hastane stoğunda ilaç yok deniyor ya hani. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Hastanesi'nde "kim kime dum duma" durumu var yani.

İhbar mektubundan devam edelim…

"Narkotik defterler ile bölümlere narkotik ilaçlar veriliyor. Defterde hasta adına yazılan ilaçlar ile yazan adet yerine farklı adet artırılarak veriliyor. Narkotik ilaçların bölümlerdeki narkotik defterler ile sistemden düşülen adetlerinin kontrol edilmesinde her şey ortaya çıkacaktır. 2017-2018 tarihinden itibaren alınan (Çinko Oksit, Boraks Sitrik Asit, Kalsiyium Laktat, Salisilik Asit, Sodyum Benzoat, Mentol Kristal) bu ürünlerin stok hareketlerinin kontrol edilmesini istiyorum."

Yönetim ihbarı ciddiye alıyor ve eczane içerisinde sayım yapmaya başlıyor.

Sayım sonucunda eczane deposunda bulunması gereken ama olmayan ilaçlar tespit ediliyor.

Diazem, Contramal, Midolam, Talinat, Rentanil, Tradolex, Aldolanvb binlerce paket ilacın olmadığı anlaşılıyor.

Uzmanlarına sordum, bunların uyuşturucu ilaç olduğunu söylediler. Anestezi, sinir sistemine etki eden ağrı kesiciler olduğunu aktardılar.

Tabi kritik soruyu da sordum.

Uyuşturucu imalatında kullanılabilir mi?

Cevap: Evet

Yeni rektör Prof. Dr. Alptekin Yasım da gelir gelmez hem idari soruşturma başlatıyor hem de savcılığa suç duyurusunda bulunuyor. Hatta üç kişiyi açığa alıyor.

Sayın Rektör ile konuştum.

Fazla sayıda ilacın kayıp olduğunu bu konuda titiz bir çalışma yürüttüklerini anlattı. Vatandaşın tekrar hastaneye güven duymasını sağlamayı amaçladığını aktaran Prof. Dr. Alptekin Yasım, şeffaflıkla soruşturmayı yürüteceklerini açıkladı. 

Dahası var…

İhbarcı da itiraf ediyor yaşananları…

"Tarihi geçmiş ilaçları iade etmemiz gerekirken, bize bu ilaçları hastanenin eczane müdürü ve ilgili müdür imha et dedi. Biz imha etmedik."

Eee hani basın açıklamasında bu ilaçları imha ettik demişlerdi?

Konu ile ilgili kişilere sorduğumda aldığım cevap ilaçların bir kısmı iade olmuş. İade olan ilaçların tutarı sadece 4 bin TL. Büyük bölümü ise imha edilmemiş. Firma ile konuşulmuş firmada biz ilaçları iade aldık yerine yeni ilaçlar verdik demiş.

Olayın üzerinden bir aya yakın süre geçmesine rağmen soruşturma sürüyor.

Konu ile ilgili kaynaklarıma sorduğumda iddialar çok fazla. İlaçların yıllardır sahte evrak ile el altından satıldığı, uyuşturucu madde yapımında kullanılan bu ilaçların Suriye'ye gönderilebileceği, uyuşturucu madde yapımında kullanılabileceği belirtiliyor.

Gerçeğe savcılığın ve Prof. Dr. Alptekin Yasım'ın yürüttüğü idari soruşturma sonucunda ulaşacağız.

Ben de bu işin takibini sürdüreceğim yeni gelişmeler oldukça kamuoyuna aktaracağım.

Türkiye'deki yoğun uyuşturucu kullanımı varken bu iddiaların ortaya çıkması durumun vahametini de bize açıkça gösteriyor aslında.

Uyuşturucudan uzak durun, sadece sizi değil koca bir ülkeyi mahvediyor.