Arifioğlu, Karacasu Tekstil olarak ana üretim alanları olan iplik üretiminde ring ve Open-end olmak üzere iki farklı teknoloji kullandıklarını, ana gündem maddelerinin ise sürdürülebilirlik olduğunu, bu kapsamda yaptıkları Ar-Ge çalışmalarının tanıtımını bu yıl yapacaklarını söyledi.
Dünyanın bugün karbon salınımını sıfırlasa bile bunun etkisinin ancak 50 yıl sonra alınabileceğini belirterek, “Gelecek nesillere karşı sorumluluğumuzu artık görmezden gelemeyiz. Bu nedenle Karacasu Tekstil olarak bir çok sürdürülebilir elyaf üreticisinin partnerlik yapmak istediği bir firmayız” dedi.
Çevreci bir yaklaşımla Ar-Ge merkezlerinde yürüttükleri çalışmaların 2021’de ticarileşmeye başladığını belirten Arifioğlu, “Tekstil sektörünün çevreye en büyük yük olduğu noktalardan birisini kökten değiştirecek buluşumuz 3 yıldır gelişme sürecindeydi ve 2021 yılında bizi tamamen tatmin eden bir noktaya geldi” bilgisini verdi.
Arifioğlu, 2022 yılında buluşlarına ilişkin olarak daha detaylı tanıtımı yapmayı planladıklarını Ar-Ge çalışmasının yanı sıra enerjilerinin belirli bir kısmını güneş enerjisinden elde etmeye başlayacaklarını belirterek, şöyle devam etti;
“Sürdürülebilirlik her sektörde olduğu gibi tekstilde de trend. Artık trend olmanın ötesinde bir sorumluluk. Özellikle yeni kuşakların çevre konusundaki hassasiyeti çok üst düzeyde. Trend olduğu için değil, sorumluluğumuzun gerekliliği bu olduğu için bu konuda var gücümüzle çalışmamız gerekiyor.
Karacasu Tekstil 20 yıldır Ar-Ge’ye yatırım yapıyor. 2018 yılında Ar-Ge Merkezimizin kuruluşundan bu yana çok daha sistemli bir şekilde bunu yapıyoruz. Tekstil sektörü Sanayi Devrimi’nin gerçekleşmesine öncülük etmiş bir sektör. Tekstilde inovasyonu uzun yıllardır dünyanın gelişmiş ülkeleri sürüklüyor. Bunun değişmesi gerekiyor. Gelişmekte olan ülkeler, gelişmiş ülkelerin makinelerini alıp, üretip satmakla sınırlı kaldığı, inovasyon yapmadığı durumda sektördeki gelişim de baltalanıyor. Karacasu Tekstil’in 45 kişiden oluşan Ar-Ge personeli bu konuda çalışan ve değişimi yaratan bir ekip olmak istiyor.”
KATMA DEĞERLİ ÜRÜNLER
2021 yılını takribi 70 milyon USD ciro, 7 milyon USD ihracat ile kapattıklarını ifade eden Arifioğlu, bu rakamlarda hammadde fiyatlarındaki tarihi yükselişin ciddi etkisinin olduğunu belirterek, 2022 yılı hedeflerine ilişkin olarak da şunları kaydetti;
“Ciro olarak 2021’e göre %10’luk bir büyüme hedefliyoruz. İhracatta ise %50’lik bir artış hedefliyoruz. Şu anda 12 ülkeye ihracat yapıyoruz. Geçen yıl yeni ülkelere olmasa da ürün bazlı olarak yeni pazarlara açıldık diyebilirim. Yıllardır benzer ürünler üzerinden dönen ihracat portföyümüze katma değeri yüksek yeni ürünleri ekledik. Bunların meyvesini 2022’de daha geniş çapta almayı hedefliyoruz.”
Arifioğlu, yeni yatırım düşünceleri bulunduğunu ancak, pandeminin getirdiği tedarik problemleri nedeniyle yatırım yapmayı düşündükleri makine üreticilerinin 2-3 yıl gibi ortalama termin verdiklerini ifade ederek, “ Bu denli yatırımın olduğu bir sektörde büyük çapta yatırım yerine kendi üretim süreçlerimizi daha efektif hale getirmek ve Ar&Ge’ye yatırım yapmanın daha doğru olduğunu düşünüyoruz. 2021’de yaptığımız bir yatırım bu sene devreye girecek” dedi.
KENEVİRDEN ELYAF ÜRETİMİ
2022’de devreye girecek yeni kapasitemiz ile 400 olan çalışan sayısının da nispeten artacağını belirten Arifioğlu, ürün portföyleri konusunda ise şu bilgileri paylaştı;
“Geçtiğimiz 3 yıl içerisinde Karacasu portföyüne sürdürülebilir klasmanda 4 elyaf partnerliği eklendi. Bu işbirlikler arasında Naia, SEAQUAL, Polylana elyaflarını sayabilirim. Bunların hepsi mevcut yöntemleri daha çevreci hale getirmiş şirketlerin ürettiği elyaflar. Ayrıca doğal hali itibariyle muhtemelen en çevreci elyaf olan Kenevir ile 3 yıldır çalışmalar sürdürüyoruz. Sanırım 2020 ve 2021 yılında Türkiye’de Kenevir’den en çok iplik üreten firma biz olduk. 2022 ve sonrası için de Kenevir’den yaptığımız çalışmaları geliştirmek hedefindeyiz.”
Karacasu Tekstil Yönetim Kurulu Üyesi Burak Orhan Arifioğlu, sektörün Türkiye ve Dünyadaki gelişimi konusunda şunları söyledi;
“Pandeminin yaradığı sektörlerden birisi de sanırım tekstil oldu. Dünyanın her yanından tekstile yatırım haberleri okuyoruz. Makine üreticilerinin verdiği terminlere bakarsak da bu doğrulanıyor. Sektörün büyümesi iyi bir haber, ama bunun çevreye yükünün hesaplanması da gerekiyor. Mevcut pratiklerimizi daha sürdürülebilir bir halde yapmadığımız durumda hem gelecek nesillere karşı borçlanıyoruz hem de büyük markalar ile çalışma şansımız azalıyor.