Kahramanmaraş’ta TOKİ Yıldız Kız Meslek Lisesi’nde İngilizce öğretmenliği yapan 38 yaşındaki Mustafa Ağcan, 12 yaşında geçirdiği göz tansiyonu rahatsızlığından olayı görme kabiliyetini kaybetti.
Yaşadığı görme kaybını bir kayıp olarak görmeyip azim ve kararlılıkla hayatına devam eden Ağcan, üniversite öğrenimini ‘Tercümanlık’ bölümü ile tamamladıktan sonra 2010 yılında başladığı İngilizce öğretmenliği ile azmini gelecek nesillere aktarmaya çalışıyor.
Lise ve üniversite zamanlarında hayata kitaplarla bağlanan Ağcan, bu azmini kitap yazmaya adadı ve 22’si çeviri olmak üzere toplamda 23 adet kitap çıkardı.
Yaşam savaşının strateji ve taktiklerini içinde bulunduğu yeni durumu kabullenerek belirleyen Mustafa Ağcan, görme engelli insanların dünyasını yansıtmak için de ‘Görmenin Ötesinde’ adlı kitabını kaleme alarak bir engelli insanın hayat hikayesini ve psikolojik durumunu başarıyla ele aldı.
Görme yetisini küçük yaşta kaybettiğini söyleyen Mustafa Ağcan, “12 yaşına kadar görebiliyordum göz tansiyonu nedeniyle görmem azaldı. Ortaokulda görme engelli dünyasıyla tanıştım. Ortaokuldan sonra Hoca Ahmet Yesevi Lisesi'nde normal eğitime devam ettim ve Uludağ Üniversitesi’nde İngilizce Öğretmenliği bölümü kazandım. Daha sonra iki bin on yılında öğretmenlikle tanıştım ve 2010 yılından bu zamana kadar öğretmenlik yapıyorum” dedi.
Görme engelli bir vatandaşın dünyasını kitaba aktarmak her zaman hayali olduğunu ve bu hayali gerçekleştirdiğini ifade eden Ağcan, “Türkiye'de engelli dendiği zaman çok fazla böyle akıllara olumlu şey gelmediği için bir engelli insanın hayat hikayesini, psikolojik dünyasını, karşısındaki insanı gördüğünde kafasında şekillendiğini ve dış dünyayı nasıl algıladığı durumlarıyla alakalı bir roman yazmaya karar vermiştim. Bu isteğim de bir ay öncesinde gerçekleşti” diye konuştu.
Sesli kitap okuma teknolojisi ile yazılmış kitapları dinleyerek kendisini sürekli geliştirdiğini belirten Ağcan, şunları kaydetti:
“Kitaplarım yirmi iki tane, kendi yazmış olduğum kitapla birlikte 23 tane yayımlanmış kitabım var. Aslında ben ortaokuldan beri özellikle görme engelli olduktan sonra nasıl kitap okurum diye düşünüyordum. Çünkü küçüklükten beri kitap okumayı çok seven biriyim. Daha sonra kabartma yazıyla tanıştım ve o şekilde okumaya devam ettim. Sonra gelişen teknoloji vesilesiyle ekran okuyucularla kitap dinlemeye başladık ve etrafındaki insanların da bana telkinleri neticesinde benim de kitap yazmam gerektiği söylendi. Ben de engelli bir vatandaşın dünyasını bu kitabımda dış dünyaya yansıtmaya çalıştım.”