Millet olmak, sevinçte ve kederde bir olmayı, ortak bir maziyi sahiplenmeyi ve maziden edindiği tecrübeyle istikbali şekillendirmeyi gerektirmektedir.
Hepimizin bildiği gibi, bir asır önce millet olarak büyük bir imtihan verdik. Bizim için hüsranla neticelenen Birinci Cihan Harbi’nin ardından bin yıllık Türk yurdu olan Anadolu, emperyalistlerce işgal edildi. Hürriyeti yaşam felsefesi olarak gören Maraşlıya ise bu işgallerden düşen, İngiliz, Fransız ve Ermeni mezalimi oldu...
Bu karanlık günlerde millet olmanın gereklerini layıkıyla yerine getiren Maraşlı, elemde ve kederde kenetlenerek istiklale ulaşmayı başardı. O şanlı ecdadın gösterdiği fedakârlık sayesindedir ki Maraş; bugün bizler için gül bahçesine dönüştü. Yine onlar sayesinde 12 Şubat bir destan, Maraş ise “Kahraman” oldu... İşte bugün de millet olmanın bir başka unsurunu yerine getiriyoruz. Dün elem ve kederde birleşen ecdat sayesinde bugün sevinç ve kıvançta birlikteyiz. 7’den 70’e tüm Maraşlı, 12 Şubat Kurtuluş Bayramını coşkuyla kutluyor ve bu destanın haklı gururunu yaşıyor.
Şimdi bizlere düşen görev ise maziden aldığımız ilhamla atiyi inşa etmek, azimle çalışarak gençlerimize daha aydınlık yarınlar bırakmaktır. Bizler bu düşünceden hareketle, kahraman şehrimize kazandırılan İstiklal Üniversitesi’ni en doğru şekilde yapılandırmaya, ülkemiz ve kentimizin ihtiyaç duyduğu alanlarda bölüm ve programlar açmaya ve gençlerimizi çağın gerektirdiği bilgiyle donatmaya gayret ediyoruz. Bir ve beraber olduktan sonra her alanda başarıya ulaşacağımıza olan inancım tamdır.
Bu duygu ve düşüncelerle Kahramanmaraş milli tarihimizin en müstesna günü olan 12 Şubat Kurtuluş Bayramı’nı gönülden kutluyor, Arslan Bey, Yörük Selim, Şehit Evliya, Çuhadar Ali, Çakmakçı Sait, Sütçü İmam, Rıdvan Hoca, Avukat Mehmet Ali Bey, Abdal Halil Ağa ve Senem Ayşe başta olmak üzere, milli mücadelemizin tüm kahramanlarını rahmet, minnet ve şükranla anıyorum… Ruhları şâd, mekanları cennet olsun.
