Bin bir emek harcayarak büyüttüğü ağaçlarından aldığı meyveyi satamayan Çankaya, 316 adet kayısıyı keserek yerine 2 bine yakın elma fidanı dikti.
Fidanları 7 yaşına ulaşan Çankaya, hasat ettiği elmalarına ise 3 liradan müşteri bulabildi.
Kilosunu yalvara yalvara 3 liradan sattığı elmanın, masrafını karşılamaması üzerine bahçesindeki tüm ağaçları kesti.
Çocuk gibi bakıp büyüttüğü ağaçları kesmek zorunda kaldığını belirten Ali Çankaya, “Her şeyin fiyatı katlanıyor ama çiftçinin ürününün fiyatı hiç artmıyor” dedi.
2 bine yakın elma ağacı olduğunu dile getiren Çankaya, “Burada 2 bine yakın elma ağacım vardı. 7 senelik elma. Ben bunları söktüm. 10 seneden beri her şeyin fiyatı günlük, aylık ve yıllık artıyor ama çiftçinin ürününün fiyatı artmıyor. Gübre, ilaç, su, elektrik ve işçilik katlıyor katlıyor 100 katına çıkıyor ama çiftçinin ürünü 1 lira 3 lira. Geçen sene 1 liradan sattım elmayı bu sene 3 liraya ne halle sattım. Satarken de yalvardım. Bu meyveyi yetiştirmek için çok sıkıntı çekiyorum. Emek ve alın teri döküyorum. Emeğimin karşılığını alamadığım ve para etmediği için çocuk gibi bakıp büyüttüğüm ağaçlarımı kesmek zorunda kaldım” şeklinde konuştu.
Çiftçinin ve üreticinin yalnız bırakıldığını ve yeterli desteği göremediğini savunan Ali Çankaya, “Bize hiç bakan olmadı. Hep sırtını döndüler. Hep lafla yürüttüler. Herhangi bir yaklaşım görmedim. Aldığım tarla parası da komik bir rakam. Miktarı anmaya insan utanıyor. 26 dönüm yerim vardı. Daha önce de 319 tane kayısı vardı. Kayısılar büyüdü meyveye bindi onu satamadım. Kayısıyı kestim elma diktim. Şimdi de elmayı kestim. Dik-kes felsefesi ile hayatımı çürüttüm. Bir ömür harcadım. Durumum ortada” cümlelerini kullandı.