Arıkan, “ Giderek kolaylaşan veri paylaşımı, artan bulut kullanımı ve blockchain gibi teknolojilerle desteklenen sanal para birimleri, yeni trendlerde önemli roller oynuyor. EFA olarak pandeminin de etkisiyle artan uzaktan çalışma ve konum servisleri gibi konular ile yeni teknolojilerin müşterilerimize kullanıma sunulmasını için gerekli çalışmaları yapıyoruz” dedi.
Analizlerde 2022 yılında gündemde olacak yeni teknoloji trendlerini değerlendiren EFA Bilişim Yazılım Genel Müdürü Erkan Arıkan, şunları kaydetti:
“Veri dokusu kavramı, verilerin farklı platformlara uyarlanarak ortak bir işleyişle çalışmasını sağlayan ve tüm kullanıcıların bu verileri diledikleri yerde ve cihazda kullanımına imkân veren bir teknoloji trendidir.
Veri dokusu, yapay zekâ analitiği ile birleşerek verilerin nerede ve nasıl değişeceğinin belirlenebildiği bir yöntem olarak birçok teknolojik gelişmeyle destekleniyor. Bu yöntem ile veri yönetimi sistemlerinin yaşadığı zorlukların yüzde 70 oranında azalması bekleniyor.”
EFA olarak bu konuda Microsoft Power Platform ile zorlukların üstesinden etkili bir şekilde gelmek için Microsoft ve Netsim ile birlikte çalışmalar yaptıklarını belirterek, “ Verileri analiz edebileceğimiz, çözümler oluşturmaya ve işlemleri otomatikleştiren ve sanal araçları müşterilerimize sunmaya devam ediyoruz” dedi.
Genişletilmiş Gerçeklik
“Genişletilmiş gerçeklik” kavramının sanal gerçekliği, artırılmış gerçekliği ve karma gerçekliği kapsayan bir terim olarak öne çıktığını vurgulayan Erkan Arıkan, şunları kaydetti:
“En basit şekilde açıklamak gerekirse, sanal gerçekliktir. Artırılmış gerçeklik, bilgisayar görüntülerini gerçek dünyanın üzerine yerleştirmek için bir telefon veya gözlük kullanmayı içeriyor. Karma gerçeklik ise her iki teknolojinin kombinasyonunu oluşturuyor. Sanal dünyada bütün bu teknolojileri bir arada kullanan sistemlere ise genişletilmiş gerçeklik sistemleri deniliyor. EFA olarak bu teknolojilerin alt yapısını ve eğitimlerini alıp uzman ekibimiz ile hazır hale geldik.”
METAVERSE
Metaverse konusundaki ilgiye de dikkati çeken Erkan Arıkan, “Dijital dünyayı şekillendiren teknoloji şirketleri, sürükleyici, tepki verilebilir dünyalar yaratma çabalarında metaverse’i öncelikle oyun dünyası için geliştirmişlerdi, bu teknoloji artık oyuncularla sınırlı değil. Metaverse artık pasif katılım, toplantılar, sunumlar ve konserler gibi etkinlikleri de içeriyor. Günümüzde bu yeni teknoloji trendine beklenmedik bir katılım savunma sektöründe de görünmeye başlayacaktır” görüşünü dile getirdi.
BLOCKCHAİN
Arıkan, “Blockchain teknolojisinde gerçekleşen üçüncü ve dördüncü nesil çözümleri, hız ve ölçüle bilirlikte yaşanan sorunları aşmayı hedefliyor. Ayrıca farklı blockchain platformlarının birlikte hareket etmesine imkân verecek çözümlerin araştırma aşamasında olması, bu teknolojiyi giderek daha da vazgeçilmez hâle getiriyor” diyerek, şöyle devam etti:
“Ülkelerin kendi blockchain pazarlarını oluşturması, metaverse uygulamaları, NFT’ler, IoT ve 5G gibi gelişen teknolojilerdeki rolü vb. nedenlerle blockchain, daha uzun yıllar önemli bir teknoloji trendi olacak gibi görünüyor. Bu alanda ülke olarak yerimiz almamız gerekiyor.”
KRİPTO PARA BİRİMLERİ
Metaverse ve blockchain kavramlarının yaygınlaşmasıyla kripto para birimleri ve bunlara gösterilen ilgide de belirgin bir artış yaşandığını belirten Arıkan, 2022 ve sonrasında kripto paranın artan bir teknoloji trendi olacağının düşünüldüğünü bildirdi.
Arıkan, “Geçmişte bir yatırım aracı olarak görülen kripto para, giderek günlük hayatta da kullanılan bir para birimi hâline gelmeye başladı. Bu konuda İsveç, Kanada, Avrupa Birliği ve İngiltere Merkez Bankalarının kendi dijital para birimlerini oluşturmayı planladıkları biliniyor. Ancak Çin, Bangladeş, Katar, Mısır ve Fas gibi ülkeler kripto para kullanımının taşıdığı dolandırıcılık riskleri nedeniyle bu para birimlerine yasaklamalar getiriyor. Her ne kadar birçok soru işareti barındırsa da kripto paralar, gelecek yıllarda artan bir teknoloji trendi olarak gündemde kalacak gibi görülüyor” görüşünü dile getirdi.
SİBER YAPAY ZEKÂ
Yapay zekânın her dönemde tüm teknolojik gelişmelerin içinde yer aldığını belirten Arıkan, şöyle devam etti:
“ Bu teknoloji her yıl artan bir trend olarak göze çarpıyor. Aynı zamanda siber saldırılar da artan teknolojik gelişmelerle güçleniyor. Kurumların ve hizmet sunucularının güvenlik ekipleriyse artan siber tehdit karşısında zaman zaman yetersiz kalabiliyor. 5G sistemleri yaygınlaştıkça artan cihaz bağlantıları ve uzaktan çalışma, siber saldırı tekniklerinin artmasında önemli bir rol oynuyor. Normal şartlarda bile teknoloji dünyasına farklı bakış açıları kazandıran yapay zekânın, siber ortama uyum sağlayarak siber yapay zekâ kavramına dönüşmesi dijital dünya güvenliğinde yeni bir çığır açıyor. Siber ortam üzerinde özelleşen siber yapay zekâ, normalden çok daha hızlı bir şekilde saldırıları tespit edip savunma önerilerinde bulunabiliyor. Her saldırı ile öğrenerek daha da güçlenen siber yapay zekâ, iş modellerini de öğrenerek sadece savunmada değil genel iş yapısında da avantajlar sunabiliyor.
Yapay zekânın siber ortama uyarlanması ise düşünüldüğü kadar kolay olmayabilir. Siber güvenlikte yapay zekânın entegrasyonu ciddi yatırımlar gerektirebiliyor. Ayrıca mevcut kötü niyetli yazılımlar ve saldırı tekniklerinin yapay zekâya öğretilmesi ve bu bilgilerin sürekli güncellenmesi, ayrı bir bilgi işlem operasyonu ve ciddi yatırımlar ortaya çıkarabiliyor. Siber yapay zekâ güvenlikte ve hizmette sunduğu avantajların yanında büyük bir bütçe ve iş yükü oluşturma potansiyeli de gösteriyor.”
SİBER GÜVENLİK AĞI
“Siber güvenlik ağı, farklı lokasyonlarda faaliyet gösteren kuruluşların, güvenliği en çok ihtiyaç duyulan yerlere genişletmesine olanak tanıyan, daha fazla ölçeklenebilirlik, esneklik ve güvenilir siber güvenlik kontrolü sağlayan güvenlik mimarisine modern bir yaklaşım olarak öne çıkıyor” diyen Arıkan, bu konudaki görüşlerini ise şöyle dile getirdi:
“Siber güvenlik tehditlerinin artması, güvenlik teknolojilerindeki yenilikçi çalışmalara ilham verirken, siber güvenlik ağı da bu tür modern yeniliklerden biri olarak ortaya çıkıyor. Siber güvenlik ağı ile çoklu işletme modellerinde cihazların herhangi bir noktada bağlanması, uygulamayı aktif hâle getirerek nerede olursa olsun tam güvenlik sağlamayı hedefliyor.
Siber güvenlik ağı, bağımsız güvenlik çözümlerinin genel güvenliği iyileştirmek için birlikte çalışmalarını sağlarken; kontrol noktalarını, korumak üzere tasarlandıkları varlıklara veya sistemlere yaklaştırıyor. Siber güvenlik ağı, bulut ve bulut dışı ortamlarda kullanıcı kimliğini hızlı ve güvenilir bir şekilde doğrulayabiliyor. Bu sayede çok daha yüksek bir güvenlik ağı ile hizmet sunulabiliyoruz.”
OTOMASYON VE AKILLI CİHAZLARDA YAŞANAN ARTIŞ
Otomasyon ve akıllı cihazların 2022’nin önemli teknoloji trendlerinden birini oluşturduğunu belirten Arıkan, şu bilgileri verdi:
“ Günümüzde geliştirme süreçleri de dahil hemen hemen her alanda proaktif otomasyon süreçleri aktif rol oynamaya başladı. Otomasyon süreçlerinin önümüzdeki yıllarda daha fazla yaygınlaşması bekleniyor. Akıllı cihazların giderek artması ve bu kapsamda artan otomasyon ihtiyacı, bilgi teknoloji birimlerinin görev alanını genişletiyor. Ağa bağlı akıllı fabrika ekipmanlarını, endüstriyel robotları, insansız hava araçlarını, sensörlü çalışan cihazları ve sayısız diğer iş varlıklarını içerecek bilgi teknolojileri birimleri yeniden yapılandırılıyor.
3D YAZICILARLA YAZDIRILAN EVLER
Mimarlar, binaların ölçekli modellerini oluşturmak için genellikle 3D yazıcıları kullanıyor. Ancak bu teknoloji daha büyük ölçekli yapıların üretiminde de kullanım potansiyeli taşıyor. Kullanılan yöntemle 3D yazıcı püskürtme uçlarından çıkan sıvı malzemeler, sertleşen bir köpük yapıyla duvarları oluşturuyor. Katman katman oluşturulan ev, yerinde ya da bir fabrikada şekillenerek parça parça veya tek bir bütün olarak imal edilebiliyor. Oldukça ekonomik, çevre dostu ve yüksek yalıtımlı bu evler, geleceğin önemli barınma araçlarından biri olmaya aday olarak gösteriliyor.”
KODSUZ YAZILIMLAR
Yazılım dünyasının uzun yıllardır kodlar üzerine kurulu olarak işlerken, günümüzde herkesin kolayca kullanabildiği Kodsuz Yazılımların (No-code Software) bir trend hâline gelmesinin basit ve bambaşka yazılımların kolaylıkla ortaya çıkarılabilmesine imkân verdiğini anlatan Arıkan, şöyle konuştu:
“Kodsuz yazılımlar, teknik bilgisi olmayan kullanıcıların tam bir uygulama oluşturmak için yazılım bileşenlerini sürükleyip bırakarak uygulamalar oluşturmasını sağlamak amacıyla görsel bir geliştirme ara birimi kullanıyor. Böylece kullanıcıların, kodsuz uygulamalar oluşturmak için önceden herhangi bir kodlama deneyimine ihtiyacı olmuyor.
Kodsuz yazılımlar uygulamanın temeline odaklanılarak kullanıcılara daha iyi bir deneyim sunulmasına imkân veriyor. Geliştirme maliyetlerinde de yüzde 80’e varan oranda tasarruf sağlayan bu teknoloji trendi yaygın uygulama çözümlerinin oluşturulmasını destekliyor.
Bu alanda EFA Ailesi olarak 3 farklı bölgede 5 ayrı il de, konusunda uzman 75 kişilik ekip, teknolojinin dev markalarıyla birlikte yeni trenleri yakından takip edip hizmet verdiğimiz firmalarımıza sunmaya devam ediyoruz.”